EL-ÜCRA’DAN ŞEBİNKARAHİSAR’A... - Hasan İNCE

Eylemler Anıtlarımızdır

BÜLTEN

9 Mart 2019 Cumartesi

EL-ÜCRA’DAN ŞEBİNKARAHİSAR’A...



Şebinkarahisar Kalesi'nden şehrin görünümü

Bu hafta sonu ‘’ne yapalım, ne yapalım?’’ diye düşünürken gezi yapmaya karar verdik. Fakat nereye gidecektik. Öyle ya yakın çevrede gitmediğimiz bir yer kalmamıştı.

‘’O zaman dinlenelim’’ diye düşünmeye başlamıştık ki Selim Hoca aklından bir yer olduğunu söyledi. Bahsettiği yerlere daha önce gitmediğimiz için kara ve soğuğa aldırmadan ‘’olur’’ dedik.

Köse’den yola çıktık ve Kelkit, Şiran derken Giresun’un Alucra ilçesine ulaştık. Daha önce adını duyduğumuz fakat hiç gitmediğimiz bir ilçeydi Alucra.  Adını ilk kez Emine Bayraktar hocamın memleketi olması hasebiyle duymuştum. Hatta buradan konum attığımda o da bana ‘’ilçeme hoş geldin’’ diye yazdı J Burası küçük ve Giresun’dan uzak kalmış bir ilçeymiş. Adını nereden aldığıyla ilgili değişik bir rivayetler varmış ama ben bunları bilmiyorum. Bildiğim tek şey eskiden buraya el-ücra dedikleridir.

Alucra’da cadde boyunca biraz dolaşıp kahveye giderek çay molası verdik.  Yaklaşık bir saat sonra tekrar yola çıkarak Şebinkarahisar ilçesine doğru yol aldık.

Şebinkarahisar Alucra’nın tam tersine büyük ve şehir görünümündeydi. Cisileyen yağmurun altında bir süre caddelerde yürüdük. Sonra zaten merkeze yakın olan Şebinkarahisar Kalesine çıktık. Kale’den şehri seyretmek başka bir güzeldi ama zaten soğuk olan hava yüksek surların üzerinde bizi hep üşütmüştü. Şu an bile aklıma geldikçe üşüdüğümü hissediyorum. Bir süre surların altına ve yıkılan duvarlara sığınarak ısınmaya çalışsam da olmadı. Sonunda soğuktan kaçarcasına koşarak kaleden inmeye başladık. Şehirdeki bir lokantaya kendimizi zor attık. Bir süre lokantada kaşık bile tutamadım.
Her şeye rağmen pişman değildik. Yemeğimizi yiyip yağan yağmur altında dönüş yoluna koyulduk.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Post Bottom Ad

Responsive Ads Here

Pages