Uzun zamandır yapmak istediğimiz bir şeyi yaparak köylere doğu yürüyüşü yaptık.
Uzun zamandır yapmak
istediğimiz bir şeyi yaparak köylere doğu yürüyüşü yaptık.
Saat dokuzda ev
arkadaşım Selim Hoca, Lemi Kesler ve Sümmani Hoca ile birlikte bizim okulun
önünden hareket ettik. Buzlu yollarda keyifli bir yolculuk başlamış oldu.
İlk olarak Köse’den
5,5 kilometre uzaklıktaki Özbeyli Köyü’ne gittik. Tarım ve hayvancılığın
kendisini hissettirdiği bu köyde artık kullanılmayan küçük köy okulu dikkatimi
çekti. Kardan dolayı yanına çıkamasam da uzaktan fotoğrafını çektim. Köy
okulları hep duygulandırır beni.
Köyü geçince güzel
bir köprüden geçtik ve burada fotoğraflar çektik. Köprünün biraz ilerisinde buz
tutmuş bir çeşmeden su içtik. Musluğunda iğne deliği kadar bir su akıyordu ve o
haliyle harika görünüyordu.
Özbeyli Köyü’nden
sonra bir süre daha yol aldık. Amacımız buradan Yuvacık Köyü’ne gitmekti. Yol
boyunca bata çıka, oynaya zıplaya yürüdük. Bol bol video ve fotoğraf çektik.
Gayet muyluyduk ve uzaktan köyü görmemizle mutluluğumuz daha da arttı. Fakat
hemen köyün solundaki tepelerde gördüğüm panelleri dikkatimi çekti. Bildiğim
kadarıyla bu paneller Gökçe Köyü’ne kurulmuştu. Arkadaşlara da durumu
açıklayınca telefondan navigasyona baktık. İşte o zaman hepimize bir hüzün
çöktü. Yuvacık Köyü’ne daha 8,2 kilometre yolumuz vardı.
Ne yapacağımıza karar
veremeden bir süre öylece oturduk. O kadar yolu kar çamur demeden geldik ve
vardığımız nokta sadece yolumuzu daha da uzatmıştı. Çektiğimiz onca eziyet de
yanımıza kar kalmıştı. Ama hepimiz de biliyorduk ki Yuvacık Köyü’ne gidilecek
ve oradan tekrar Köse’ye dönülecek… Güçlerimizi toplayarak tekrar yola
koyulduk.
Uzunn bir yürüyüşten
sonra Yuvacık ileride görülünce çok sevindik. Köye girdiğimizde
öğrencilerimizin bizi köylerinde görüp sevinmeleri bizi daha da çok sevindirdi.
Sümmani Hoca’mla birlikte buz gibi soğuk sudan abdest aldık. Zaten soğuktan
titreyen ayaklarımız kaskatı kesildi. Titreyerek namaz kılıp camiinin önündeki
köy konağına gittik. Selim Hoca’mla Lemi
çay içiyorlardı. Yanlarına gittik ve yanımızda getirdiğimiz nevaleleri
çıkartarak güzel bir kahvaltı yaptık.
Sıcak çay hepimize iyi geldi. Karnımızı
bir güzel doyurup üstümüzü başımızı da kurutunca Köse yoluna doğru yürümeye
başladık. Yine 6,3 km gibi uzun bir yürüyüş yaptık ve Köse’ye geldiğimizde
akşam ezanı okunuyordu. Yorgunluktan bitmiş olsak da harika bir yürüyüş
oldu. Evet beklediğimizden uzun sürdü
ama bunun anısı da aynı şekilde beklediğimizden uzun sürecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder