ÜÇ KÖY DÖRT KAFADAR - Hasan İNCE

Eylemler Anıtlarımızdır

BÜLTEN

10 Şubat 2019 Pazar

ÜÇ KÖY DÖRT KAFADAR


Uzun zamandır yapmak istediğimiz bir şeyi yaparak köylere doğu yürüyüşü yaptık.



Uzun zamandır yapmak istediğimiz bir şeyi yaparak köylere doğu yürüyüşü yaptık.
Saat dokuzda ev arkadaşım Selim Hoca, Lemi Kesler ve Sümmani Hoca ile birlikte bizim okulun önünden hareket ettik. Buzlu yollarda keyifli bir yolculuk başlamış oldu.

İlk olarak Köse’den 5,5 kilometre uzaklıktaki Özbeyli Köyü’ne gittik. Tarım ve hayvancılığın kendisini hissettirdiği bu köyde artık kullanılmayan küçük köy okulu dikkatimi çekti. Kardan dolayı yanına çıkamasam da uzaktan fotoğrafını çektim. Köy okulları hep duygulandırır beni.
Köyü geçince güzel bir köprüden geçtik ve burada fotoğraflar çektik. Köprünün biraz ilerisinde buz tutmuş bir çeşmeden su içtik. Musluğunda iğne deliği kadar bir su akıyordu ve o haliyle harika görünüyordu.

Özbeyli Köyü’nden sonra bir süre daha yol aldık. Amacımız buradan Yuvacık Köyü’ne gitmekti. Yol boyunca bata çıka, oynaya zıplaya yürüdük. Bol bol video ve fotoğraf çektik. Gayet muyluyduk ve uzaktan köyü görmemizle mutluluğumuz daha da arttı. Fakat hemen köyün solundaki tepelerde gördüğüm panelleri dikkatimi çekti. Bildiğim kadarıyla bu paneller Gökçe Köyü’ne kurulmuştu. Arkadaşlara da durumu açıklayınca telefondan navigasyona baktık. İşte o zaman hepimize bir hüzün çöktü. Yuvacık Köyü’ne daha 8,2 kilometre yolumuz vardı.

Ne yapacağımıza karar veremeden bir süre öylece oturduk. O kadar yolu kar çamur demeden geldik ve vardığımız nokta sadece yolumuzu daha da uzatmıştı. Çektiğimiz onca eziyet de yanımıza kar kalmıştı. Ama hepimiz de biliyorduk ki Yuvacık Köyü’ne gidilecek ve oradan tekrar Köse’ye dönülecek… Güçlerimizi toplayarak tekrar yola koyulduk.

Uzunn bir yürüyüşten sonra Yuvacık ileride görülünce çok sevindik. Köye girdiğimizde öğrencilerimizin bizi köylerinde görüp sevinmeleri bizi daha da çok sevindirdi. Sümmani Hoca’mla birlikte buz gibi soğuk sudan abdest aldık. Zaten soğuktan titreyen ayaklarımız kaskatı kesildi. Titreyerek namaz kılıp camiinin önündeki köy konağına gittik.  Selim Hoca’mla Lemi çay içiyorlardı. Yanlarına gittik ve yanımızda getirdiğimiz nevaleleri çıkartarak güzel bir kahvaltı yaptık. 

Sıcak çay hepimize iyi geldi. Karnımızı bir güzel doyurup üstümüzü başımızı da kurutunca Köse yoluna doğru yürümeye başladık. Yine 6,3 km gibi uzun bir yürüyüş yaptık ve Köse’ye geldiğimizde akşam ezanı okunuyordu. Yorgunluktan bitmiş olsak da harika bir yürüyüş oldu.  Evet beklediğimizden uzun sürdü ama bunun anısı da aynı şekilde beklediğimizden uzun sürecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Post Bottom Ad

Responsive Ads Here

Pages